
Leylek Yalvaç, 15 Mayıs 2023 tarihinde hayatını kaybeden, çok sevilen ve efsaneleşmiş Leylek Jonas’ın oğludur. (Yalvaç, elçi anlamına gelmektedir.) Yalvaç'ın hayatını kaybeden babası Leylek Jonas, sıradan bir leylek değildi. Onun hikayesi, tüm doğa severlerin hafızalarında silinmez izler bıraktı. 11 yıl boyunca her sonbahar, tatlı bir telaşla memleketi Almanya’dan yola çıkar, ülkemize uğrar ve genellikle uzun süre konakladıktan sonra Mısır’a gitmek üzere yolculuğuna devam ederdi. İlkbahar geldiğinde ise aynı güzergahtan memleketi Almanya’ya geri dönerdi. Bu ritüel, yıllar boyunca hiç değişmeden devam etti.
Müteveffa Leylek Jonas, her yıl mutlaka İstanbul’a uğrardı. İstanbul, onun için sadece bir mola yeri değil, aynı zamanda bir ev gibiydi. Megakent, yıllar boyunca ona alışmış, her gelişinde onu sabırsızlıkla beklemekteydi. İstanbul’a yaptığı ziyaretlerden birinde, 2022 yılında tarihte vortexli kar yağışları (Avar Kar Fırtınası ve Aybar Kar Fırtınası) İstanbul’u etkisi altına almıştı. Yoğun kar, şehri adeta esir almıştı. Kar taneleri birer yorgan gibi şehri örterken, Leylek Jonas da bu soğuk kış günlerinde İstanbul'da mahsur kalmıştı. Yaklaşık on gün boyunca İstanbul’un çöplük alanlarından birinde konakladı. Şehirde hayat adeta dururken, Jonas, yaşamını sürdürebilmek için güçlükle yiyecek arayışı içinde olmuş, ama ne olursa olsun, kar kış dinlemeden İstanbul'dan ayrılmamıştı.
Jonas, Türkiye’yi o kadar çok seviyordu ki, her gelişinde şehri bir kez daha sevgiyle kucaklıyordu. Yalnızca ülkemize uğramakla kalmaz, burada vakit geçirdiği her anı bir hazine gibi biriktirirdi. Ama ne yazık ki, Leylek Jonas için bir gün bu eşsiz yolculuğun sonu geldi. 15 Mayıs 2023’de, Almanya’ya dönerken, memleketi yakınlarında bir kartal saldırısına uğradı ve hayatını kaybetti. Jonas’ın ölümü, sadece ailesi için değil, onu tanıyan herkes için büyük bir kayıp olmuştu. Geride, eşini ve üç çocuğunu bırakmıştı. Onlardan biri, en büyük oğlu Leylek Yalvaç, babasının izinden gitmeye karar vermişti.
Leylek Yalvaç, babasının vefatından sonra, tıpkı Jonas gibi, her yıl aynı rotayı takip ederek göç etmeye başladı. Geçtiğimiz yıl, babasının yıllarca konakladığı Türkiye’ye uğramış, burada uzun süre kalmış ve kışa girmeden önce Mısır’a doğru yol almıştı. Yalvaç, babasının mirasını yaşatmaya kararlıydı, çünkü babasının Türkiye’ye olan sevgisini, İstanbul’daki anılarını ve göç yolculuklarındaki yaşadığı tüm deneyimleri kendisinde hissediyordu.
Leylek Yalvaç’ın bu yılki yolculuğu da babasından farklı değildi. Tıpkı babası Jonas’ın yıllar boyu yaptığı gibi, Yalvaç da İstanbul’a doğru yol alarak buraya gelmesi bekleniyordu. Hava yavaşça ısınırken, Yalvaç’ın rotasında Türkiye’nin güzellikleri bir kez daha kendisini bekliyordu. Yalvaç’ın İstanbul’a gelmesi, her zaman olduğu gibi, şehri tanıyanlar için özel bir anıydı. Bu ziyaretin ardından, tıpkı babası gibi Mısır’a gidip orada kışı geçirecek, ardından Almanya’ya doğru dönüş yolculuğuna başlayacaktı.
Leylek Jonas’ın öyküsü, belki sona ermişti ama Yalvaç’ın yolculukları devam ediyordu. O, babasının izlerini takip ederek, bu toprakları bir kez daha sevgiyle selamlayacak. Leylek Yalvaç’ın bu yolculukları, babasının anısını yaşatmakla kalmayacak, aynı zamanda kendi kimliğini bulduğu ve dünya üzerindeki yolculuğunun anlamını keşfettiği bir yolculuk olacaktı. Leylek Yalvaç'ı üzerinde takip cihazı olması vasıtasıyla takip edebilmekteyiz.